EVLENME GELENEKLERİ

Önceki yıllarda evlenmek isteyen kız ve erkek bunu anne ve babasına söyleyemezdi ve evlilikler genellikle görücü usulü ile olurdu. Şimdi ise gençler kendi eşlerini kendileri seçmektedir. Görücü usulü bile olsa gençler birbirlerini tanıdıktan sonra evlenmeye karar vermektedir.

Dünür gitme, kız İsteme : Oğlan evinden oğlanın annesi, babası, amcası, dayısı, yakın akrabaları beş altı kişi toplanır bir kutu şeker, yemiş alır giderler. “Allahın emri, peygamberin kavli ile” kızı ister ve bir “mendil günü” tayin ederek ayrılırlar.

Söz kesme, söz mendili, mendil günü :  Mendil gününde oğlan tarafının akrabaları toplanır, kız tarafına mendil almaya gidilir. Kız tarafında da toplanılır, gelen konuklar karşılanır, ağırlanır. Yemek yenilip eğlenildikten sonra, oğlan babası “ şu bizim emaneti verinde gidelim” der. Kız tarafından damada hazırlanan, gömlek, kravat, iç çamaşırı ve söz mendili ( bu mendil pullu, sim işlemeli, büyükçe bir mendildir.) bir bohçaya konur, ayrıca büyük bir tepsi içinde de gelen konuklar sayısınca mendil konularak oğlan babasının önüne getirilir. Oğlan babası tepsinin içine para atarak bir mendil alır ve bütün konuklara tepsi, sıra ile dolaştırılır. Mendili alan tepsiye bir miktar para atar. Bu iş bittikten sonra nişan günü tayin edilerek kız evinden ayrılınır.

Nişan : Kız ve oğlan anneleri nişan gününe kadar kızın takılarını alır. Nişan günü, oğlan evi kız evine nişan için “davet harcı” gönderir. Bu harçta bulgur, nohut, yağ, şeker,un ve bir de koyun bulunur. Davet harcının yanında bir de yemek pişirecek aşçı gönderilir. Kız evi davet yemeği olarak nohutlu bulgur pilavı, un helvası, yufka ekmeği yapar. Oğlan evi tüm yakınlarını nişana davet eder, hediyelerini sandıkla getirir, ortaya koyar. Kızla oğlan gelir, nişan yüzükleri oğlan evinin en yaşlısı tarafından takılır. Oğlan babası kıza takacaklarını takar, elini öptürür. Sonra kız oradaki herkesin elini sırayla öper. Eli öpülen hediyesini takar. Sonra erkekler evi terk eder, eğlenmeye giderler. Kaynana sandığı açar, oğlan evinden iki yenge hediyeleri gösterir. Kız evinden bir yenge de “bu sarkası, bu gelinliği, bu ayakkabısı, bu havlusu, bu divan örtüsü” diye bağırarak gösterilenleri söyler. Sonra kız tarafı takacaklarını takar ve nişan sona erer. Nişandan on gün sonra kız tarafı oğlan tarafına nişan karşılığı götürür. Nişan karşılığında başta damat  olmak üzere yakın akrabalara nişan bohçası ve bir iki tepsi baklava getirir. Oğlan evi bunları taşıyanlara bahşiş verir.

Düğün Töreni:  Oğlanın anne ve babası, akrabaları, kız evine gelip ağırlık (başlık) konusunu görüşürler. Pazarlık yapılır. Evin diğer eşyaları kararlaştırılır. Resmi nikah kıyılır. Daha sonra düğün günü saptanır. Düğün gününden bir hafta önce kız evinden kardeş kızları, oğlan evinden de arkadaşları tarafından bir tepsiye şeker, fındık, fıstık, leblebi, üzüm vb. çerez doldurularak ev ev dolaştırılır, dağıtılır. Düğün günü haber verilir, köy davet edilir. Buna “ Oku dağıtma” denir. Oku dağıtıldığı gece kardeş kızları kız evinde toplanır, yemek yer eğlenirler. Birkaç gece sonra kına gecesi için bütün konu-komşu akraba kadınları toplanır. Kızın başına kına yakılır. Kına türküsü söylerler, yas tutar, ağlaşırlar. Kına yakılırken oynayan kızların kollarına yazma bağlanır. En çok bilinen kına türküsü:

“Ağlama koyun, meleme de vazgeç kuzundan

Çok anneler ayrı düşer kızından”

Kına gecesinden sonraki günlerde akrabaları kızı sırasıyla yemeğe çağırırlar. Kardeş kızları düğünden üç gün önceden komşuları, akraba kadınları, kızlarını”…şu gün hamamımız var” diye davet ederler. O gün oğlan tarafı hamamda yemek verir, eğlenilir. Kardeş kızları ertesi akşam yine”.. bu gece çeniz sercez, çeniz görme gelin” diye komşuları dolaşırlar. Kız evinde çeyiz odası hazırlanır, gösterilir. Ertesi günde çeyiz oğlan evine götürülerek orada serilir. Oğlan evinde de oğlanın “Oku”su dağıtılınca, düğünden üç gün önce akraba ve komşulara “ danışık yemeği” verilir. Danışık yemeğine gelenlere oğlan babası düğün gününü hatırlatarak, dışardan çağrılan konukları herkese paylaştırır. Her ev kendine düşen konuğu düğün süresince ağırlar. Çeyiz serildikten hemen sonraki gün kardeş kızları”.. bu akşam gelini görme gelin” diye gezerler. Gelin alıcılar gelmeden bir gün önce kardeş kızları gezerek akşama kız kınasına çağırırlar. Oğlan tarafıda çağrılır. Kınayı kocasıyla en iyi geçinen yengelerden biri hazırlar. Gelin kıbleye döndürülür, abdest alır. Türkü eşliğinde gelinin ellerine ve ayaklarına kına yakılır. Kına günü sabah ezanı ile birlikte gelin suya götürülür, iyi olsun diye türkü söyletilir. Danışık yemeğinden bir gün sonra oğlan evinin üstüne davullu zurnalı, çalgılı bir törenle bayrak dikilir ve kurban kesilir. Bu, düğünün başladığının işaretidir. Gelin alma günü oğlan tarafı çalgıcıları getirir, konuklar gelir, eğlenmeye başlarlar. İki gün eğlenildikten sonra Pazar günü üstü kilim örtülü bir araba ile kafile halinde gelin almaya gidilir. Arabalara ve oğlan sağdıçlarına basma yemeni ve havlu bağlanır. Gelin evden çıkarılırken kardeş kızları önüne dikilirler, hediye almadan gelini vermezler. Dua edilir, gelin arabasının üstüne yemiş, bozuk para atılır, arkasından su dökülür, üç defa mezarlık dolaştırılarak oğlan evine yollanır. Gelin oğlan evine gelince içeriye girmeden önce ayağı kazana bastırılır. İçerde üç kez döndürülür. Bu arada türküler söylenir:

“Durnam gelir gona gakla

 Ganadında gümüş halka

 İşte geldim gidiyorum

 Durnalar hey…”

Daha sonra koltuğunda üç kere ekmek çevrilir. Akrabalarına yarımşar dilim verilir. İkindiden sonra imam nikahı kıyılır. Akşamüzeri damat imam nezaretinde dua ile giydirilerek, sağdıcı ve arkadaşları ile yatsı namazını kılmak üzere camiye gider. Camiden dönüşte bütün cemaat, oğlan evine otuz-kırk adım kala tekbir getirmeye başlarlar. Cemaatle birlikte kapıya gelindiğinde hoca dua eder. Sonra arkadaşları, damadın sırtını yumruklayarak içeri iterler. İçeriye girerken ip gerilir, bir tas su konur. Damat ipi koparıp, tası devirerek içeriye girer. İçeride oğlan yengesi vardır, damatla gelini  el ele tutuşturur çıkar. Birkaç gün sonra gelin, kaynanası ve evin diğer gelinleriyle oğlan akrabalarının elini öpmeye, tanışmaya çıkar. Gelin oğlan evine geldikten birkaç gün sonra su almaya götürülür. O gitmeden önce iki yenge suyun kenarına tarak ve bıçak bırakırlar. Gelin tarağı bulursa kızı, bıçağı bulursa oğlu olacağına inanılır. Suya gidenler eğlenirler, geline arpa, buğday saçtırılır. Herkes eve bereket getirsin diye toplar. Sonra eve dönülür ve gelinin çeyizinden birer hediye alınır.

Eskişehir Evlilik Düğünü